Öz eleştiri: Yaptığım genel hatalar
İlk yazım ile birlikte yeni bir başlangıç için karmaşık bir çok yapıdan sıyrıldığımdan bahsetmiştim. Bu benim için bugüne kadar yaptığım her şeyi tekrar sorgulama ve nerelerde hata yaptığımı düşünme fırsatı tanıdı. Yaptığım hatalar belki hiç kimsenin yapmadığı belki herkesin yaptığı hatalar. Bu hataları kayıtlara geçmesi için mutlaka yazmam gerektiğini düşündüm. Mutlaka birilerinin de işine yarayacaktır.
Şirketleşme
- İlk şirketimi 2004 yılında kurdum.
- Üniversite öğrenimim devam ettiği için hem iş hem okul hayatı zorlu geçti. İş ile birlikte okulu 2 yıl uzattım. Vakıf üniversitesinde okuduğum için maddi açıdan zorlayıcı bir etken oldu.
- Şirket kurmakta herhangi bir amacım yoktu, iş yapacaktım o zaman şirket kurmalıydım. Şirket kurulum masrafları, bağ-kur, KDV, damga vergisi, kira, stopaj, SSK, muhasebeci ücreti gibi masrafların bir anda üzerime geleceğini düşünmedim.
- Planlama yapmadığımız için amaçsızca onlarca iş yaptım. Bu işlerin genelinden para kazandım ve müşteri sayısı oldukça arttı. Müşteri sayısının artması ile gelirler orantılı olarak artmıyor. Askere gitmeden önce müşterilerin %80’ini başka bir firmaya devrettim, kalan %20 müşteri ile daha fazla kar etmeye devam ettim.
- İlk ofisimiz oldukça küçüktü, 27 metre kare. Burada 7 kişiye kadar çalıştık, daha sonra daha büyük ofislerde çalıştım hep, kiralarken büyüme planlarına göre tuttum ofisi. 100 metre kare üzeri ofislerin kirası ve stopajları haliyle yüksek oldu. Bir süre kazandığımızı kiraya yatırmak durumunda kaldık.
- Kazandığımız parayı tekrar şirketin büyümesi için harcamadığımız için şirket büyümesini sağlayamadık.
- Şirkette en önemli şeylerden birinin nakit akışı olduğunu yaşayarak öğrenmek durumunda kaldık. Babamın söylediği gibi “alacak ile borç ödenmiyor”.
Ortaklıklar
- Bugüne kadar bir çok ortaklığım oldu, kısa ve uzun süreli.
- Ortak seçerken gerektiğinden hızlı hareket ettim, ortaklık bir çok şeyden daha farklı. Haliyle seçim kriterleri de farklı olması gerekiyor.
- İyi bir insandan iyi bir ortak olmayabiliyor,
- İyi bir arkadaştan iyi bir ortak olmayabiliyor,
- Ticareti düzgün birinden iyi bir ortak olmayabiliyor,
- Dürüst birinden iyi bir ortak olmayabiliyor,
- İyi anlaştığınız birinden iyi bir ortak olmayabiliyor,
- Daha önce yolculuk yaptığınız, para alışverişinde bulunduğunuz birinden iyi bir ortak olmayabiliyor,
- Büyük işler yapan birisi iyi bir ortak olmayabiliyor
- Ortaklıklar öncesinde genellikle işe odaklandım, ortağın işe değer katacağına inanıyorsam başka bir şey düşünmeden ortak olmayı düşündüm. Fakat sonrasında ortaklar düşündüğüm değerleri projeye katmaya biliyorlar.
- Yukarı da yazdığım gibi ortaklarımın genel özellikleri hep iyiydi, bu konuda oldukça şanslı olduğumu düşünüyorum. Zaten ortaklıklardan ayrıldıktan sonra görüşebiliyor olmamız da sorunun kişiler bazında olmadığını gösteriyor.
- Ortaklıkların başlangıcında genelde hiç bir ayrıntı konuşmadan başladı. Bu başlangıç için oldukça iyi gibi gözükse bile daha sonra ufak ayrıntılar yüzünden tartışmalar çıkmasına ve fikir ayrılıklarına neden oluyor. Bu nedenle ufak ayrıntıları bile başlangıçta konuşmak. Mümkünse bunları bir sözleşme metnine dökmek en güzeli olacaktır. Bazen konuşmalar uçabiliyor, bunları bakileştirmek gerekiyor.
- Ortağımın katkısının olacağını düşündüysem fazla sorgulamadım, projeye katılacak değerlerin belirli bir denkliğinin olması gerekiyor. Eğer bu denklik yoksa, bunun adaletli bir şekilde baştan denk hale getirilmesi ileri de karşılaşılacak bir çok sorunu bertaraf edebiliyor.
- Ortaklardan birisi para diğeri emek koyuyorsa, burada ki emeğin bir değerinin olduğunu anlamak gerekiyor. Bunu bazen ben anlamadım, bazense ortaklarıma anlatamadım. Bunu iki tarafta anlamadığı takdir de ortaklığın uzun sürmesi pek mümkün gözükmüyor.
- Ortaklıklarımdan ayrılırken genelde ödün veren taraf oldum. Bu bilinçli bir tercihti fakat yanlış olduğunu daha sonradan anladım. Siz ne kadar ödün vermiş olsanız da karşı taraf daha fazlasını talep edebiliyor. Bu nedenle ayrılırken de hakkımı almamın faydalı olacağını gördüm. Hakkımı almayacaksam da hakkımın hesaplandıktan sonra bu ödünü vermem gerektiğini anladım.
Kişisel
- İşlere kendimi çok kaptırdığım ve bir çok konuyu es geçtiğim çok oldu.
- Daha fazla kitap, dergi ve gazete okumalıydım. İnternet’ten bir çok kaynak takip ediyor olmak yeterli olmuyor. İnternet’in hızından dolayı göz attığım makalenin içerisinde ayrıntıları göz ardı edebiliyorum. Kitap okumak farklı düşünmeyi, düşündüğünü anlatabilmeyi ve farklı kurguları anlamayı sağlıyor. Her şeyi yaşayarak öğrenmenin maliyeti okuyarak öğrenmeye göre oldukça yüksek oluyor.
- Daha fazla yazı yazmalıydım. Yazmak insanı geliştiren ve zorlayan bir şey. Yazdıkça eksik olduğunuz noktaları daha iyi görebiliyorsunuz.
- Daha fazla etkinliğe katılmalıydım. Yaptığınız işler sona erebiliyor ama kurduğunuz arkadaşlıklar ve dostluklar sürmeye devam ediyor. Bu nedenle daha fazla etkinliğe katılmalıydım ve katıldığım etkinliklerde ise daha aktif olmalıydım.
- Yaptığım işlerde daha yeni teknolojileri kullanmak için kendimi zorlamam gerekiyordu, genelde bildiğim teknolojileri geliştirerek devam ettim. Sürekli teknoloji gelişiyor, farklı platformlarda ve farklı dillerle yazılım yapmaya da vakit ayırmam gerekiyordu.
- Daha çok spor yapmam lazımdı. Sağlıklı ve dinç olmak iş yaşantısında da verimliliği oldukça artırıyor.
- İnsanlara gerektiğinden çok daha fazla değer verdim. Gerektiğinde kendimden ödün verdim. Birisine gerektiğinden fazla değer verirseniz, o kendini sizin verdiğiniz değerden de üstün görecektir. Bu tarz ilişkiler ise bir yerde kopma noktasına geliyor.
Projeler
- Projelerin 1 yıl, 3 yıl, 5 yıl sonra ne kazandıracağını düşünmeden hesaplamadan inandığım her işe her projeye başladım. Daha sonra projeler başarılı olsa dahi karlılığı yüksek olmadığını gördüm. Tabi bu zaman olarak büyük kayıp yaşattı.
- Projeyi yaparken pazarda başka kimler var, başarılılar neden başarılı, başarısızlar neden başarısız çok fazla düşünmedim. En iyisi yapacağımı düşündüğüm için bu kriterler çok da önemli değildi benim için.
- Küçük bir excel dosyasına bile olsa aylık gelir giderleri, kazanç tahminlerini çıkarmayı genellikle atladım. Bu da projeye gücümün ne kadar yeteceği konusunda beni oldukça zorladı. Gücümün bittiği yerde ise projeyi sonlandırmak veya kendi haline bırakmak durumunda kaldım.
- Projelerden gelecek gelirleri düşünürken her zaman için iyimser bir yaklaşımla yola çıktım. Vergileri ve masrafları genelde çok önemsemedim. Vergi dönemleri geldiğinde ise mecburen önemini kavramış oldum.
- Projeye girerken kazanç için bir hedef koymadım genellikle. Projeden projenin tamamını satarak mı kar edecektim yoksa proje kendi karlılığı ile bana yeterli miktarda kazanç sağlayacaktı.
- Herkesin söylediğine çok önem verdim ve doğruluğunu çok sorgulamadım. Oysa bir çoğunun konuyla alakalı fikirleri saçmaydı. Kendi doğru bildiğim veya doğru bildiğine inandığım kişilerin tavsiyeleri doğrultusunda hareket etmeliydim.
- Projelere kendi yaptığım yatırımın genelde farkında olmadım. Başka bir iş yaparak veya başka bir yerde çalışarak kazanacağım para yerine çok daha ufak rakamlarla kendi projemi sürdürdüm. Bu da aslında benim projeye yaptığım yatırımdı, genelde bu yatırımın ne zaman geri döneceğini hesaplamadım.
- Genelde proje hedefim Türkiye’de herkesin duyacağı bir projeye imza atmak oldu. Fakat projenin öyle bir proje olup olmadığını genellikle es geçtim.
- Eleman alırken de, eleman çıkartırken de hatalı davrandım. Elemanın kaç ayda işe adapte olacağını ve katkısını çok fazla düşünmedim. Eğer bir işi yürütürken zorlanıyorsak eleman almalıydım ve aldım. Daha sonra ise işe yaramasa bile işten çıkarma konusunda oldukça zorlandım. Eleman alırken faydasını, zararını iyi düşünüp hareket etmek gerekiyor. Çünkü eleman çıkarmak dünyanın en zor işlerinden birisi.
- Projelere sermayesiz girdiğimi düşündüm ve genelde bana bir masrafı olmadığını düşündüm. Fakat para harcamadığımı düşündüğüm her projenin bana bir maliyeti oldu. Hatta bu maliyet oldukça yüksek oldu. Harcadığım her zamanın bir değeri olduğunu anlamam hayli zaman aldı.
- Yapmış olduğum projeler genelde başarılı oldu. Projelerin başarılı olması ile karlı olması her zaman aynı şey olmayabiliyor. Bu nedenle projeye niçin başladığımı baştan iyi düşünmem gerekiyor.
Yazı beklediğimden biraz daha uzun sürdü. Muhtemelen de bir çok maddeyi unuttum. İnsan hata yapabiliyor, hem de oldukça fazla hata yapabiliyor. Önemli olan bu hatalardan ders alabilmek ve bu hataları birer tecrübe olarak anabilmek.
33 Yorum
Yorumlar
33 Yorum
çok değerli bir yazı ,ekelemeler yapılabilir.. Tecrübe değeri nin ölçmek zor.. hele iş konusunda olması..Paylaşımı yapmanız açıkgönüllüğünüzü ve diğer gamlığınıza ortaya koymus..
[…] http://www.hasanyasar.com/oz-elestiri-yaptigim-genel-hatalar.html […]
[…] ortaklık ile ilgili çeşitli yazılar yazdım (Girişimciler İçin Ortaklık Tavsiyeleri, Öz eleştiri: Yaptığım genel hatalar). Bu nedenle özellikle bu konuda çok soru geldi. Vakit darlığından veya diğer işlerin […]
Ellerinize sağlık. Hepimizin yaşadığı ama çok farkında olmadığı ya da farkında olmak istemediği bir dizi gerçeği yalın ve içten bir biçimde dile getirmişsiniz. Teşekkür ederim.
Gerçekten çok faydalı olmuş yolumu çizmemde faydası olacak ancak bu hataları yapmasaydınız bu düşünce yapısına ve bu niteliklere sahip olamazdınız diye düşünüyorum. Hayatınızda başarılarr 🙂
Bu yazılanları okuyabilmek benim için çok önemliydi. Teşekkürler!
O kadar çok benzer ortak nokta gördüm ki kendim de resmen 99yılında başlayan internet sürecimi tekrar yaşadım. İntertenin pik yapma süreciyle ticaretle genç yaşta hızlı bir şekilde tanışmam yaşayarak bir çok şeyi tecrübe etmek zorlu bir süreç oldu. Üstat eline yüreğine sağlık, film şeridi gibi özetlemişsin içtenlikle..
Okuduğum en faydalı yazılardan bir tanesi. Teşekkür ederim. Okurken kendimi buldum yazıda.
Basit gibi görünen bir çok işin arkasında , aslında ne kadar büyük çabanın, birikimin, alın terinin olduğunu gösteriyor bütün bunlar. Hep kısa yoldan büyük paraların hayallerini kurarak büyüyen bir nesil olduk. Büyüdük fakat hayallerimiz değişmedi. Hep hızlı bir şekilde döneceğimiz o köşeyi aradık. Belkide aramayı bile beceremedik bekledik sadece o köşeyi. Bu durum ise aslında böylesi başarı odaklı çalışan insanlara yaptığımız en büyük saygısızlık olabilir. Belkide bu bir düşünce suçu bile olabilir. Aynı hedefi bir kişi bu kadar önemseyip, planlı bir şekilde ilerlerken, bir diğeri sadece bekledi. Umarım bu yazı bazı düşüncelerimizin değişmesinde bize yardımcı olur. Teşekkürler.
Cidden sıkılmadan tamamladım yazıyı kaleminize sağlık.
Hiç sıkılmadan okudum.Bazı maddeler de kendimi buldum.Belki de ondan zevk alarak okudum.Eline sağlık Hasan Bey!
Teşekkür ederim bu güzel yazınız için. Yazınız da şu cümle gerçekten de çok doğru söylenmiş. “Çünkü eleman çıkarmak dünyanın en zor işlerinden birisi.”
Umarım bir gün gelir ve o gün Turkiye’de sizin projeniz konuşuluyor oluyor. Kolay gelsin hocam.
Bizler için çok faydalı bir yazı oldu. Teşekkür ediyorum. Böyle yazıların devamını bekliyorum.
Kaleme aldığınız şu kısacık yazıda binlerce sayfa kitaptan daha çok bilgi ve çıkarılması gereken dersler var. Tebrikler.
Bu yazıyı her ay bir kere okumak lazım.
Durup durup tekrar okunmasi gereken bir yazi olmus, keza oyle de yapiyorum. Ayni hatlarin tekrar yasanmamasi dilegiyle =)
Çok güzel öz eleştiriler yapmışsınız. Okuyarak içerisinden dersler çıkarmak gerekli diye düşünüyorum.
Teşekkürler, elinize sağlık. Ne işler, projeler yaptığınızı da yazarsanız daha aydınlatıcı olur bence.
Yazınızın bir yerinde demişsiniz ki: “Yaşayarak öğrenmek okuyarak öğrenmekten çok daha maliyetli oluyor.” Gerek sizin öz eleştirinizden, gerekse başkalarının öz eleştirilerinden çıkarılabilecek ucuz fakat hayati dersler var.
Ayrıca anasayfada bir kısmını göstertip de başlığın sayfasına gidince tamamını göstertseniz daha iyi olur diye düşünüyorum.
Elinize sağlık.
elinize ve emeğinize sağlık. öz eleştiriniz oldukça anlamlı ama yazıları anasayfa’da ile kısaltsanız daha iyi olur.
Başarılar.
Şuan yaşadığım süreci gördüm okurken.. Güzel ve uyandırıcı (!) bir yazı.. teşekkürler..
gerçekten güzel bir yazı ve hayat birikimini güzel bir dille insanlara iyi anlatılmış teşekkür ederim. Ellerine sağlık.
Merhaba,
İş hayatı ile ilgili bir çok kitap okumuş, iki yıl kadar bir bankanın kobi departmanında çalışmış, sonra kendi firmasını kurmuş biri olarak şu kadarı söyleyeyim yazdıklarınız bir çok iş hayatı kitabından çok daha faydalı. Bunları bu kadar değerli kılan ise sizin deneyimleriniz ve kendinize öz eleştiri yapabilme cesaretiniz. İnanın beni çok etkiledi.
Firmayı ilk kurduğumuz dönemlerde bir adet yapılmayacaklar listemiz vardı. Dürüst olmak gerekirse zaman için kullanmamaya başladık. Bu yazınızı okudukdan sonra mutlaka böyle bir manifestonun ve bir SWOT analizinin tekrar yazılması gerektiğini düşündüm.
Hasan bey sizi canı gönülden kutluyorum ellerinize sağlık.
Teşekkürler Hasan abi, ben faydasını gördüm yazının. (:
Eklemek istediğim bir kaç küçük nokta var, bende kendi firmamı kurdum, üniversite ve aynı işyerinden bir arkadaşımla. Başlarda da şu anda da kişisel olarak anlaşamıyoruz, çok zıt kişiliklerde insanlarız, ama iş olarak makul bir orta yol buluyoruz ( Yani şu ana kadar bulduk ), başlarda biz kurallar koyduk ama zaman içerisinde koyulan kuralların anlamı kalmıyor ve değişikliğe gitmek gerekiyor. Yaptığımız işi daha önceden çalıştığımız firmada öğrendik ve bu bize zaman ve nakit olarak çok faydalı oldu. Şu anda yapmak istediğimiz bir çok proje var ama her zaman hayalimizdeki proje karlı bir proje olur mu bu da çok düşündürüyor. Kazanmak herzaman nakit anlamında mı yoksa firma değeri olarak mı, ah bir de herzaman çalışmamak için çalışan bir çark oluşturmak gerekiyor şu anda bunu anladım, daha da büyümenin yolu sanırım çarkların kendi haline de dönebiliyor olmasında yatıyor. Ve son bir not 4,5 sene oldu firmayı kuralı ilk gün masrafları hesaplamış ve evet bu masraflarla ve elimizdeki para ile kaç ay yaşarız diye hesaplamıştım, hala aynısını yapıyorum, bankada ne kadar nakitim var ve toplam sabit ve olası giderlerimle birlikte ne kadar zaman ( bir kriz süresinin yaklaşık 1 sene kadar sürdüğünü varsayarsak ) hiç iş yapmadan firmayı çevirebilirimi düşünüyorum fazlasını da dağıtıyorum :)))
[…] […]
neredeyse bir de sizinle iş yapacaktık. bu kadar hata nedir yahu ucuz atlatmışım. 🙂 değerli bir yazı olmuş benim açımdan. insanların nasıl başardığını değil nasıl başaramadığını konuştuklarında kim olduklarını anlarsınız diyorum. kendinizle olan samimiyetiniz ve saygınız için ayrıca tebrikler.
tesekkurler… oldukca ozet ve faydali bir tecrube aktarim olmus….
Güzel ve faydalı bir çalışma olmuş. Bir zamanlar cahil cesareti ve hayallerle ticarete dalmış ve hüsranla sonlandırmak durumunda kalmış biri olarak naçizane kendi işine girişeceklere tek tavsiyem var: Kaba hesapla en az bir yıllık masrafınızı (kira, yakıt, aidat, faturalar, pazarlama-tanıtım, eleman, mal alım satımı olacaksa tedarik için para, eleman ücreti vb.) karşılayacak bir finans kaynağınız yoksa hiç öyle boşuna bir işyeri- şirket açayım işe güce girişeyim demeyin. Ticaret bakanlığının yerinde olsam her sektör için (esnaflar da dahil) yıllık bir asgari maliyet cetveli çıkarırım ve bu maliyet cetvelindeki meblağı teminat olarak göstermeyenlere iş yeri açma izni vermem. Böylelikle hem istihdam hem vergi geliri garanti edilir, hem de işe girişecek olanların önüne bir vizyon konmuş olur. Bir şirket kurmak için 5 bin lira (veya artık şimdi ne kadarsa) sermaye beyan etmek yeterli görülüyor oysa o sermaye 2 kişilik 30 metrekare bir işyerinin masraflarını bile karşılamaz.
Öncelikle teşekkürler, umarım girişimci adaylarının okuyacağı bir yazı olur ve özellikle Projeler 3. madde ile sondan 4. maddeyi kulaklarına küpe ederler.
Ellerinize sağlık; çok güzel bir içerik paylaşmışsınız.
Eyvallah kardeş, faydalı bir yazı olmuş. Tecrübelerini paylaştığın için teşekkürler. Umarım yeni ortaklıkların öncekilerden çok çok daha iyi olur 😉
Güzel yazı eline sağlık. Bence daha da uzatılır bu yazı.
Tecrübelerini çok iyi aktarmışsın abi ellerine sağlık.
Yorum yap